fbpx

Tırtıldan Kelebeğe: Bir Lohusalık Hikâyesi

Belki korkutucu hikayeler duydun lohusalık hakkında. Ya da belki lohusalık dönemi ile ilgili pek bir şey düşünmeye fırsatın olmadı ya da hiçbir hikaye duymadın. Ya da şu doğumu bir atlatayım evde bebeğimle baş başa kaldığımda her şey daha kolay ve her şey benim elimde olacak diye düşünüyor olabilirsin. Hangi düşüncede olursan ol lohusalık hakkında aşağıdaki bilgilere sahip olduğunda işin çok daha kolaylaşabilir. Ve daha detaylı bilgi ve çalışma için kendinize bir lohusa doulası bulabilirisiniz.

Lohusalık Kadının Bedenen ve Ruhen Dönüşüm Sürecidir

Hamile kaldığın günden itibaren vücudun yoktan bir organ var eder: Plasenta! Bebeğin doğduktan sonra plasenta da kopar vücudundan. Bebeğin başka bir hayata doğar, plasenta ise görevini tamamlamıştır, o yok olmaya doğar. Plasenta çıktıktan sonra vücudundan, hamilelik hormonları dip yapar ve lohusalık hormonları tavan! Hoş geldin duygusal dalgalanmalar. Hatırlar mısın hamileliğinin başında da hamilelik hormonları ile buna benzer bir süreç yaşamıştın. Bu nedenle kendine izin verebilirsin bu dönemde, ağlamak normal, duygusal iniş çıkışlar çok normal ve çoğu bu hormonal dalgalanmadan kaynaklı.

Ve bedenin 9 ay süren hamilelikle beraber değişti, dönüştü, açıldı. Harika bir iş çıkardı bedenin, 9 ay boyunca bebeğini besledi, büyüttü. Lohusalıkla beraber bedeninin kapanma zamanı başlar. Belki 40 gün sürer diye bir bilgi olabilir aklında, ancak –yaklaşık-9 ay boyunca süren hamileliğin 40 günde kapanmasını beklemek haksızlık olur. Lohusalık en az 9 ay devam eden bir süreç! Hatta bazı kadınlar için 13 ay, bazıları için 2 yıl! O nedenle kendinden, bedeninden beklentini düşürmek işini kolaylaştırabilir. Hatta bedeninle ilgili beklentiye girmeden önce belki bedenini onurlandırmak ve ona teşekkür etmek isteyebilirsin. 9 ay boyunca bebeğin için yer açtı, onu elinden gelen en iyi şekilde büyüttü, besledi. Acele etme! Yavaşla! Bu bir fiziksel döngü, bedeninle ilgili beklentilerini bu bilgi çerçevesinde düzenle.

Erkeğin Dönüşümü

Bir baba adayı, partnerinin hamileliği döneminde belki çok farkında olmayabilir babalık sürecinin başladığının ve yoğun hisler yaşamamış olabilir o dönemde. İşler biraz somutlaşıp bebeğinizi kucağınıza aldığınızda başlayabilir yoğun hisler. Belki şaşkınlık, belki coşku ya da endişe. Bunlardan her biri ayrı ayrı ya da hepsi birden de olabilir. Hatta bebeğin ilk dönemlerinde annesine daha çok ihtiyacı olduğundan, baba kendini dışlanmış bile hissedebilir. Kendini hangi konuma yerleştireceğini bilemeyebilir. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki bütün bunlar çok normal, çok doğal. Peki bir baba  bu duygular içerisinde eğer neler yapabilir? Bebeğin bakımına ortak olun, bez değiştirme, gaz çıkarma işlerini yapabilirsin, bebek karnını doyurduğunda kucağına alıp evi gezdirebilirsin. Ve bebeğinin annesini hem ruhsal hem de fiziksel olarak besleyebilirsin. Babanın en büyük görevlerinden biridir bu: Anne-Baba-Bebek için koza örmek!

İlişkilerin Dönüşümü

Bir bebek dünyaya geldiğinde, bir kadın “Anne” ve bir erkek “Baba” olarak doğar. Bebeğinizle beraber artık sadece karı-koca olmayacaksınız aynı zamanda anne ve baba da olacaksınız. Elbette ananeler ve babaanneler ve dedeler de öyle. Bütün bu dönüşümde ilişkilerin oturması için zamana ihtiyaç vardır. Acele etmeyin, hatalar olabilir, hoşunuza gitmeyen davranışlar olabilir. Siz karşınızdakinin de acemi bir anane&babaanne&dede olduğunu unutmadan ve iyi niyetli olduğunu düşünerek konuyu ele alın. Olayı analiz etmeniz bu bakış açısı ile çok daha kolay olacaktır. Karşınızdaki kişi bütün bilgisi ve deneyimi ile size yardım etmek istiyor olacaktır büyük olasılıkla, elbette bu yardımı kabul etmeme hakkınız her zaman var. Ve evet her iyi niyet de fayda sağlamıyor. Ancak konuyu kişisel algılamaktan kaçınmak ve karşınızdakinin her zaman iyi niyetli olduğunu varsayarak konuya yaklaşmak, işleri çok daha kolaylaşacaktır.

Tırtıl Gibi Kozanızı Örün

Bir insan yavrusu diğer memeliler gibi doğmuyor. Mesela zürafa doğar doğmaz dakikalar içinde yürümeye başlıyor. İnsan yavrusu öyle değil, doğduktan sonra çok daha fazla bakıma ihtiyacı var. Özellikle ilk 3 ay. Ki zaten hep söylenir, bebeğin doğduktan sonraki 3 ayı 4. Trimesterdir diye. Bebek artık fiziksel olarak annesinin rahminde değil, ancak kendini anne rahminde sanıyor. Bu bilgi bana şunu hatırlatıyor, görevini tamamlamış olan plasentanın yerine doğumdan sonra anne ve baba bebek için plasenta görevini devralıyor: Anne&Baba bebekleri ve kendileri için koza örüyor. Ve bu kozada iken demlenmeli, yavaşlamalı, kelebeğe dönüşmek için kendine, eşine ve bebeğine fırsat vermelisin. Ve onlar kozasının içindeyken büyük anneler ve büyük babalar onları hem fiziksel hem de ruhsal onları beslemeli. Böylece görevler ve ilişkiler yerine oturur ve herkesin işi çok daha kolaylaşır.

Belki eski hayatına tekrar geri dönemeyeceğin konusunda endişelerin olabilir. Kozanızdan çıkmak için acele etmemeni tavsiye ederim. İzin ver kendine, bebeğine. Gerçekçi olmayan hedefler koyma. Hayatına kaldığın yerden devam edeceksin ve hatta bir artıyla: Annelik ile edindiğin bilgilerle beraber!

Bu yazım Hthayatta yayınlanmıştır.

Doula Nilüfer

Merhaba ben Nilüfer! 2017 yılından beri sayısız anne babaya doula olarak eşlik ettim. Şimdi bu deneyimlerimi web sitemde paylaşıyorum. Bana ulaşmak için çekinme, her soruna uzmanlık alanım dahilinde yanıt vermeye çalışırım! Sevgiler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir